Kimler hatta? | Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok Sitede bugüne kadar en çok 114 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 9:51 pm tarihinde online oldu. |
| | BİLİMSEL HABERLER... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
BNN yardımcı üye
Mesaj Sayısı : 33 Rep gücü : 5318 Lakap : BNN Sözü : no lie,only smile
| Konu: BİLİMSEL HABERLER... C.tesi Ara. 19, 2009 4:25 pm | |
| -O kadar çok karbon taşırız ki bunları bir araya toplayıp kullanmak mümkün olsa; 9000 adet kurşun kalem yapabiliriz. 2200 kibrite yetecek kadar fosforumuz, 250 gramdan fazla sürfürümüz, bir kaşık dolusu mağnezyum, 5 cm boyunda bir çivi yapacak kadar demirimiz vardır. -Vücudumuzda 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarlakları bulunmaktadır. Bunları bir yüzey üzerine yayacak olursak 2570 metre karelik bir alanı kaplar. -Bebekken 270''den fazla kemiğimiz varken, büyüdükçe bunların bazısı birbiriyle kaynaşarak sonunda sadece 206 kemikle kalırız. -Kalbimiz normal olarak dakikada 70-72 kere atar. Bu atışa göre, 70 yaşındaki insanın kalbi 2500 milyon kere atmış ve bu süre içindede 167561600000 kilo kan, damarlarımıza pompalamıştır .-Normal bir vücut ısısı ile, insanın dayanabileceği en sıcak suyun ısısı 110°C ''dir. -Normal bir insan vücudunda bulunan elektrik, 25 Wattlık bir lambayı dakikalarca yakabilir. -Esmerlerde 120 bin, sarışınlarda ise 140 bin adet saç teli vardır. Her geçen gün başımızdan 25.000 arasında saç teli kopar ve yerine yine aynı sayıda yenileri çıkar. -Tek bir dakika içerisinde 1025 cm küplük havayı içimize çeker, 4 kilograma yakın kanı vücudumuz içinde devrederiz. -Yapılan araştırmalara göre 6 dakika su altında kalabilir, 20 dakika nefesimizi tutabilir, sıfırın altında 103 derecelik bir soğuğa karşı koyabiliriz. 30 gün aç 110 saat da uykusuzluğa dayanabiliriz.-Tırnaklarımız bir yılda 3,75 metre kadar uzar.-İnsan doğduktan bir kaç gün sonraya kadar, hiç birşey duymayacak kadar sağırdır. -Vücudumuzda bulunan yağla 7 iri sabun kalıbı yapabiliriz.. (haberturk.com) | |
| | | BNN yardımcı üye
Mesaj Sayısı : 33 Rep gücü : 5318 Lakap : BNN Sözü : no lie,only smile
| Konu: Geri: BİLİMSEL HABERLER... C.tesi Ara. 19, 2009 4:26 pm | |
| Önce, http://arsiv.sabah.com.tr/2000/06/05/d06.htmladresinde yer alan haberden bir bölüm okuyalım;******** “20. YÜZYILIN FİZİK YASALARINI ALT ÜST EDECEK BİR DENEY GERÇEKLEŞTİ. IŞIĞIN BİLİNENDEN 300 KAT HIZLI SEYAHAT EDEBİLDİĞİ KANITLANDI. Princeton Üniversitesi NEC Enstitüsü'nün uzmanlarından Dr. Lijun Wang'ın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan NEDENSELLİK İLKESİ (neden sonuçtan önce gelir) ve bu ilkeyi temel alarak çalışan DETERMİNİZM (“sebepler sonuçları belirler” veya “ne ekersen onu biçersin”) YASASININ DA GEÇERSİZ KALACAĞINA DİKKAT ÇEKİLİYOR. Bu durumda, BİR OLGUNUN SONUCU, ONU YARATAN NEDENDEN ÖNCE GELEBİLİR.Yapılan deneylerde "IŞIĞIN GİDECEĞİ YERE DAHA SEYAHATİNE BAŞLAMADAN ÖNCE VARDIĞI" saptandı. Başka değişle ışığın zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.Şimdi EİNSTEİN'IN "İZAFİYET TEORİSİ"NİN ÇÖKMESİ GÜNDEMDE... Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış Sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi. Wang'ın verdiği bilgiye göre, ışık demeti, daha Sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test ortamına girmeden dışarıya çıktı.” **********ACABA, bu iddialar ne kadar gerçeği yansıtıyor?Hepimizin bildiği gibi ışık, boşlukta seyrederken saniyede 300 000 km hızla yol alır. Bu demektir ki ışık çeşitli ortamlardan geçerken, 300 000 km/saniye olan hızdan düşük ve yüksek hızlara sahip olabilir. Nitekim ABD’li bilim adamı Wang’ın deneyinden YILLARCA ÖNCE Rus fizikçi Pavel A. ÇERENKOV, boşluk hariç herhangi bir ortamda PARÇACIKLARIN, IŞIKTAN DAHA HIZLI GİTMESİNİN MÜMKÜN OLDUĞUNU, boşluk dışındaki bazı ortamlarda ışıktan daha hızlı giden parçacıkların arkalarında mavi bir ışık bıraktığını KANITLAMIŞTIR. Bu mavi ışık, ilk gözleyen Çerenkov’un adını aldığından ‘ÇERENKOV IŞINIMI’ olarak anılır. 1937 yılında İlya M. Frank ve İgor Y. Tamm da, bu ışınımın varlığını, ışıkla parçacığı belirlenmiş ortamdaki izafi hızlarıyla bağıntı kurarak açıkladılar. Bu buluşlarıyla 1958’de Nobel Fizik Ödülü aldılar. Gelelim diğer iddiaya, “20. YÜZYILIN FİZİK YASALARINI ALT ÜST EDECEK BİR DENEY GERÇEKLEŞTİ. ŞİMDİ EİNSTEİN'IN "İZAFİYET TEORİSİ"NİN ÇÖKMESİ GÜNDEMDE. Fiziğin temel kanunlarından olan NEDENSELLİK İLKESİ (neden sonuçtan önce gelir) ve bu ilkeyi temel alarak çalışan DETERMİNİZM (“sebepler sonuçları belirler” veya “ne ekersen onu biçersin”) YASASININ DA GEÇERSİZ KALACAĞINA DİKKAT ÇEKİLİYOR. Bu durumda, BİR OLGUNUN SONUCU, ONU YARATAN NEDENDEN ÖNCE GELEBİLİR.” ACABA???Hepimizin bildiği gibi bir olayın görülebilmesi için ışığa ihtiyaç vardır. Çünkü gözlem ancak ışıkla olur. IŞIĞIN GÖZLEMLEDİĞİMİZ ŞEYDEN GÖZÜMÜZE GELEBİLMESİ İÇİN, olayın olduğu yerin gözlemciye uzaklığının ışık hızına bölümü kadar bir ZAMAN GEÇMESİ GEREKİR. Nasıl bir bululu bir havada bir Şimşeğin çakışını görmemize rağmen sesini daha sonra duyuyorsak, bir olayın oluşuyla, tarafımızdan veya bir gözlem aletiyle gözlemlenebilmesi için daima bir ZAMAN geçmesi gerekir. Eğer ışık, bir ortamda (Dr. Lijun Wang’ın deneyinde, Sezyum metalinin kızgın buharıyla doldurulmuş tüp) boşlukta olduğundan 300 kat daha hızla ilerliyorsa, biz de varış noktasına(tüpün çıkışına) yakın bir yerden gözlem yapıyorsak, (ki elde edilen sonuca göre başka türlüsü olamaz) IŞIĞIN GİDECEĞİ YERE DAHA SEYAHATİNE BAŞLAMADAN ÖNCE VARDIĞINI görmemiz kaçınılmazdır. Dolayısıyla Dr. Lijun Wang'ın yaptığı deneyde elbette ışığın tüpten çıkışı, tüpe girişinden önce görülecektir. Ve de IŞIĞIN TÜPE GİRİŞİNİ GÖRDÜĞÜMÜZ ANDA, TÜPTEN ÇIKAN IŞIĞIN 20 METRE İLERLEMİŞ OLDUĞUNU GÖRMEMİZDEN DE NORMALDİR. Çünkü biz tüpün çıkışına yakın bir noktadayız ve HAVADA SEYREDEN IŞIKLA gözlem yapıyoruz. Tüpe girmek üzere olan ışıktan gözümüze gelen ışık, tüpün boyu kadar mesafeyi 300 000 km/sn hızla kat edip, gözümüze gelir. Ama, TÜPÜN İÇİNDEN GEÇEN IŞIK bu hızdan 300 kat daha büyük bir hızla, yani DIŞARIDAN YOL ALAN gözlem IŞIĞININ HARCADIĞI ZAMANIN 300’DE BİRİNİ HARCAYARAK TÜPÜN ÇIKIŞ NOKTASINA ULAŞIR. Biz de çıkışa yakın bir noktadan gözlem yaptığımızdan, tüpten çıkan ışığı, TÜPE GİRİŞİNDEN ÖNCE GÖRMÜŞ OLURUZ. Gerçekte ise ışık, önce tüpe girmiş sonra çıkmıştır. Fakat gözlem aracımız olan havada seyreden ışık, OLANI, OLDUĞUNDAN FARKLI GÖRMEMİZE SEBEP OLMUŞTUR. Görmenin, gözlemin, olandan farklı olması durumunda görülen şey gerçek/hakikat değil İLLÜZYONDUR. Eğer görülen şey illüzyon değil de gerçek olsaydı, sonucu sebepten önce görmek mümkün olsaydı, zamanda seyahat de, sebepleri değiştirip, farklı sonuçlar almak, şimdiki halimizi zahmetsiz değiştirmek de mümkün olurdu. Not: Quantumcular grubunun, http://www.new.facebook.com/group.php?gid=9660140806#/topic.php?uid=9660140806&topic=8737adresindeki tartışmalar panosunda, "Işık hızı aşıldı Şimdi Einstein'ın "İzafiyet Teorisi"nin çökmesi gündemde..."topiciğinde...
| |
| | | BNN yardımcı üye
Mesaj Sayısı : 33 Rep gücü : 5318 Lakap : BNN Sözü : no lie,only smile
| Konu: Geri: BİLİMSEL HABERLER... C.tesi Ara. 19, 2009 4:27 pm | |
| BİLİM ADAMLARI MARS OLDU!
Mars'ı boşver hayat Enceladus'ta! 25 Haziran 2009 Perşembe 12:38 Satürn'ün 60 uydusundan en dış halka üyesi Enceladus'da sodyumklorür (tuz) izine rastlandığından bu kartopu uyduda "hayat olasılığı" giderek güçleniyor. Alman ve Amerikalı astrofizikçilerle nükleer biyoloji bilginleri, Ay'ın yarısı kadar olan 500 kilometrelik çapıyla Enceladus'un su ve tuz içerdiğini bildiriyor. Enceladus üzerine iki araştırma, Nature (Doğa) dergisinde yayımlandı. Almanya'nın güneybatısında Baden-Württemberg eyaleti Heidelberg kentindeki Max Planck Enstitüsü Fen Bilimleri Nükleer Fiziği Araştırma Kurumu'ndan astrofizikçi Frank Postberg, Enceladus'ta buharlaşmanın dev mağara oyuklarından ve tuzlu su ve deniz benzeri oluşumunun mümkün olduğunu söyledi. Aynı görüşü, ABD'nin Colorado eyaleti Boulder Üniversitesi Güneybatı Araştırma Kurumu'ndan John Spencer de teyit etti. Cassini uzay aracı, kasım ayında Enceladus'un yakınından 2 kez geçecek. Büyük Cassini Projesi Nükleer enerji ve güneş enerjisiyle daha 200 yıl çalışabilecek olan ABD'nin Ulusal Havacılık ve Uzay Dairei'nin (NASA) Cassini-Huygens aracı, tarihte en pahalı uzay tasarımı: 3 milyar 400 milyon dolar. NASA ile Avrupa Uzay Dairesi'nin (ESA) ortak yapımı olan, Satürn gezegenini inceleyen Cassini aracı-Huygens sondası, 1997'de 15 Ekim'de fırlatıldı. Cassini, çizdiği çok geniş rotasıyla bugün önce yeniden Dünya'ya uğradı ve Yer'in çekim gücünden yararlanarak uzun yolculuğu için büyük mancınık hızını kazanmayı başardı. Çok ince yörünge hesapları içinde matematikçilerin en büyük başarılarından biri olan "Büyük gezegenin çekim gücünden itme hızı kazanma" manevrası Cassini'ye kazandırıldı. Cassini, 5 yıl süren ilk etap uzun yolculuğunun Dünya'ya en yakın noktasına ulaşıverdi. Cassini, 171 kilometre gibi çok yakın mesafede, Büyük Okyanus'un güneyinin doğu bölgesi üzerinde yaklaşarak saniyede 5.5 kilometre hız kazandıran ivmesine kavuştu. 1973'ten beri mancınık Toplam 7 yıllık Satürn yolculuğuna çıkan ve Aralık 2000'de Jüpiter'in yanından uçan Cassini-Huygens'de uygulandığı gibi NASA, 1973'ten beri gezegenlerin (Dünya ve Venüs) kütleçekimini uzay araçlarını hızlandırmak için kullandı. Cassini gibi plutonyum kullanan Galileo uzay aracı, Jüpiter'e giderken 2 kez rotada geri dönüş yapıp hız kazanmak için Dünya'nın çekiminden yararlandı ve hiçbir sorun çıkmadı. Cassini, plutonyumu itici-aracı sevkedici güç olarak kullanmıyor, 12 ayrı cihazının ihtiyacı elektrik, plutonyumun ışıması (radyoaktif erime) sayesinde sağlanıyor. Titan'ın cazibesi Cassini-Huygens, 2004 yılı temmuz ayında Satürn'e vardığında, aracın ünlü astronom Huygens'in adını taşıyan bölmesi Cassini'den ayrıldı ve Satürn'ün en büyük uydusu Titan'a indi. Titan, astronomları en çok büyüleyen büyük gökcisimlerinden biri. Bunun bir nedeni, çok soğuk da olsa Titan'ın Dünya'ya jeolojik ve atmosferik yapılar bakımından çok benzemesi. Cassiniler Cassini, adını, İtalyan asıllı Fransız astronomu Gian Domenico Cassini'den alıyor ve 3 kuşak baba-oğul-torun astronom Cassiniler'in anısını yaşatıyor. Fransızca adı Jean-Dominique Cassini olan, 8 Haziran 1625'te Perinaldo-Cenova Cumhuriyeti'nde doğan ve 14 Eylül 1712'de Paris'te ölen Domenico Cassini, Satürn'ün (A) ve (B) halkaları arasındaki karanlık aralığı (Cassini bölümü) keşfetmiş ve gezegenin 4 uydusunu belirlemişti. Cassini adı, aynı zamanda, Satürn gezegeninin uydularının yörüngesel hareketlerinin cetvellerini ilk olarak derleyen, Gian Domenico Cassini'nin oğlu Jacques Cassini (1677-1756) ile Jacques Cassini'nin oğlu Cesar-François Cassini de Thury'nin (1714-1784) adlarına gönderme yapıyor. Baba ve oğul Cassini, halef-selef Paris Gözlemevi'nin yöneticiliğini yaparken, torun 3. Cassini, astronominin yanısıra çalışmalarını jeodezi ve topografya alanlarında yönlendirdi ve Fransa'nın büyük topografya haritasına çıkarma çalışmalarını başlattı. Huygens Cassini sondasının Titan'a inen cihazının adını aldığı Flaman fizikçi, matematikçi ve astronom, Lahey doğumlu Christiaan Huygens (1629-1695), ışığın dalga kuramını buldu, Satürn'ün halkalarının gerçek biçimini keşfetti ve dinamik bilimine özgün katkılarda bulundu. İngiliz gökbilimci William Herschel, Enceladus'u 1789'daki gözlemlerinde buldu. Kütlesi Dünya'nınkinden 95 kat, hacmi 750 kat büyük olan Satürn'ün minik uydusu Enceladus hakkında NASA, eski Yunan mitolojisinde dev yaratık olan Enceladus'da su bulunabileceğini çok önceden açıklamıştı. Güneş sisteminde Mars, Jüpiter'in uydusu Europa ve Enceladus "doğrudan su kanıtı" taşıyan 3 gökcismi. NASA'nın eski açıklamasında, "Cassini, Enceladus'ta, ABD'nin Wyoming, Montana ve Idaho eyaletlerini kapsayan Yellowstone Milli Parkı'ndakilere benzeyen gayzerler bulunduğunu gösteren işaretler belirledi" dedi. Cassini seferinden sorumlu bilim adamlarından Carolyn Porco, "Böylesine küçük ve soğuk gökcisminde sıvı halde su bulunduğunu gösteren kanıtlara sahip olduğumuzu sanıyoruz" diye konuştu ve suyun varlığının, bu esrarengiz ayla ilgili soruları arttırdığını bildirdi. Enceladus'a yakın bakan Cassini Enceladus'un milyarlarca yıl önce oluşumundan hemen sonra içindeki radyoaktif bozulmadan kaynaklanan ısının, bugün yüzeyinden fışkıran gayzerlerin nedeni olabileceği ve bunun da yaşam için gerekli ortamı sağlayabileceği görüşü 5 yıl önce ortaya atıldı. ABD'nin Texas eyaletinde her yıl düzenlenen Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansı'nda, yüzey sıcaklığı eksi 201 derece civarında olan Enceladus'un iç kısmında ilkel yaşam için uygun ortam olabileceğini gösterdiği kaydedilmişti. Bilim adamları, yeni geliştirdikleri bir modelle Enceladus'un içindeki ısının, eskiden meydana gelen radyoaktif bozulmadan kaynaklandığını ve bunun da Satürn'ün ayının sıcak güney yarıküresindeki su buharı bulutu ve periyodik buz kristali rüzgarlarının açıklaması olabileceğini dile getirdiler. Icarus gökbilim dergisinde yayımlanmış kurama göre Enceladus, 4.5 milyar yıl önce alüminyum ve demir radyoaktif izotopları içeren kaya ve buz karışımı olarak oluştu. Birkaç milyon yıl sonraki dönemde, 2 radyoaktif elementin hızlı biçimde bozulması, merkezde kayalık çekirdeğin mantodaki buz örtüsüne yaklaşmasıyla sonuçlanan sıcak patlamasına yol açtı. Zamanla çekirdekteki bozulmadan geriye kalanlar da Enceladus'un içinde eridi. (CNNTÜRK) |
| |
| | | Admin Administatör
Mesaj Sayısı : 485 Rep gücü : 6527 Lakap : astronot Sözü : bir gün öleceğimi bilsemde yaşamaya devam ediyorum Kişi sayfası Rep: (1100/1100) Aktiflik: (1100/1100) Başarı: (1100/1100)
| Konu: Geri: BİLİMSEL HABERLER... C.tesi Ara. 19, 2009 4:46 pm | |
| gerçekten çok güzel haberler ... | |
| | | UZUNTÜFEK Administatör
Mesaj Sayısı : 226 Rep gücü : 5419 Lakap : Dj Uzun Sözü : Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz!!!
Kişi sayfası Rep: (1000/1100) Aktiflik: (1000/1100) Başarı: (1000/1100)
| Konu: Geri: BİLİMSEL HABERLER... Paz Şub. 28, 2010 10:35 am | |
| | |
| | | Admin Administatör
Mesaj Sayısı : 485 Rep gücü : 6527 Lakap : astronot Sözü : bir gün öleceğimi bilsemde yaşamaya devam ediyorum Kişi sayfası Rep: (1100/1100) Aktiflik: (1100/1100) Başarı: (1100/1100)
| Konu: Geri: BİLİMSEL HABERLER... C.tesi Mart 06, 2010 5:47 pm | |
| Bu haberler gerçekten habermiş haa...XD | |
| | | | BİLİMSEL HABERLER... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |